Krize yol açan olaya ilişkin değerlendirmeler çerçevesinde savunmacı tarafın risk, tehlike, tehdit algısında karşı tarafın düşmanca bir eylem içerisinde olduğu ve saldırgan kuvvet kullanarak ilişkileri çatışma sürecine soktuğu kanısı oluşmuş ise bu durumda taraflar arasında gerilimin hızla artması ve sıcak bir çatışmaya sürüklenme riski vardır. Böylesi bir durum genellikle taraflar arasında zaten var olan ve süreklilik arzeden bir çatışmacı ilişki var ise daha kolay gözlenir. Gerilimin yüksekliği her iki tarafın da algısında bir güvenlik ikilemiyle beraber topyekün bir çatışma-savaş beklentisini tetikleyebilir.
Ciddi çatışma durumunda henüz topyekün bir savaş hali henüz yoktur ancak tarafların yaklaşımları ile topyekün bir savaşa dönüşme riski yüksektir.
Kriz öncesi zaten gerilim yüksek olduğundan taraflar hızla bu süreci tüketerek ciddi çatışma – savaş sürecine geçebilirler.
Böylesi bir durum doğal olarak kriz ve savaş yönetimi ile beraber karar alıcı açısından çok daha stresli ve zor bir karar alma sürecini gerektirecektir. Günümüzde silah sistemlerindeki gelişmişlik ve çeşitlilik dikkate alınırsa ciddi çatışmaların savaşa dönüşmesi halinde ortaya çıkacak yıkım savaşa başvurma seçeneklerini kısıtlamaktadır. Diğer yandan eğer kriz savaşa dönüşmüş ise tarafların işleyen bir kriz yönetim kültürüne sahip olmadıkları da ileri sürülebilir.