Ayşe Küçük ve Fuat Aksu,”Türk Dış Politikasında Tekrarlayan Çatışmalar: Türk[iye]-Yunan[istan] ve Türk[iye]-Ermeni[stan] İlişkileri Üzerine Bir Değerlendirme”, Uluslararası X. Uludağ Uluslararası İlişkiler Kongresi-Diplomasi ve Savaşın Değişen Rolü- (8 – 10 Ekim 2018 Bursa / Türkiye), Tayyar Arı ve Kader Özlem (eds.), Bursa: Dora Yay., 2018: ss. 204-238.
* Bu çalışma TÜBİTAK /SOBAG 1001 Projesi / Proje No. 112K172 tarafından desteklenmiştir.
ÖZET
Çatışma en basit tanımıyla iki ya da daha fazla tarafın karşılıklı olarak düşmanca ilişkilere girmesi olarak tanımlanır. Dolayısıyla çatışma, yaygın kanaatin aksine zorunlu olarak askeri anlamda bir güç kullanımı ya da savaştan ziyade uzun ve ciddi bir anlaşmazlığın varlığına işaret eder. Uluslararası sistemdeki otonom aktörler arasında da uyuşmazlıkların tırmanarak çatışmaya dönüşmesi mümkündür. Bu tür çatışmaların bir kısmı zaman içerisinde sona ererken bazı çatışmaların zamana yayıldığı ve varlığını sürdürdüğü hatta krizler ürettiği görülür. Türkiye-Yunanistan, Hindistan-Pakistan, Arap-İsrail çatışmalarında olduğu gibi uzun bir zaman dilimini kapsayan, bazı dönemlerde açığa çıkan, duraksayan düşmanca etkileşimler Michael Brecher tarafından “tekrarlayan çatışmalar/protracted conflicts” kavramı ile incelenmektedir. Bu tür çatışmalarda taraflar arasındabir ateşkes durumu oluşsa dahi, çatışma süreç içerisinde sonlanmaz aksine çatışmalar yeniden kendini üretir. Bu nedenle de süreç içerisinde tarafların kimliklerinin temel bir parçasını oluşturur. Bu çalışmada Türk dış politikasında tekrarlayan çatışmaların hangileri olduğu ile bu çatışmaların neden çözümlenemediği ve tekrarladıkları sorularına odaklanılacaktır. Aslında ulus devlet oluşum sürecinde Osmanlı Devleti’nin toprak kaybına koşut olarak ortaya yeni bağımsız devletlerin çıkışı bir ölçüde kimlikle ilintili uyuşmazlıkları da ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamda çalışmada iki komşu ülke ile olan ilişkiler protracted conflict (tekrarlayan çatışma) kavramı kullanılarak tartışılmaktadır. Türkiye, 19. yüzyıldan bu yana Yunanistan ve Ermenistan ile uzun süren çatışmalar yaşamış ve bu çatışmalar ülkelerin dış politika davranışlarına şekil verirken yine onlardan etkilenmiştir. Bu çatışmaların temelinde ise “kimlik”lerin karşıt biçimde inşa edilmiş olmasının yanı sıra, toprak egemenliği/ülkesel bütünlüğe dair problemler belirleyici olmuştur. Bu bağlamda, Türkiye, Yunanistan ve Ermenistan’ın çatışan kimlikleri ileegemenliği tartışmalı bölgeler arasındaki doğrudan bağlantı ve/ya ahdi hukukun yeniden tartışılmaya açılmak istenmesi dış politikalarında merkezi bir konumdadır. Bu çalışmada, Türk[iye]-Yunan[istan] ve Türk[iye]-Ermen[istan] ilişkileri üzerinden eleştirel konstrüktivist bir yaklaşım izlenerek Türk dış politikasındaki tekrarlayan çatışmalara ve çatışmanın dinamiklerine ilişkin bir değerlendirme yapılmaktadır.
ABSTRACT
In the simplest definition, conflict is defined as the interaction between two or more parties in a mutually hostile manner. Therefore, conflict, contrary to common opinion, necessarily refers to the existence of a long and serious conflict rather than a military use of force or war. It is possible that disputes between autonomous actors in the international system will escalate and become a conflict. While some of such conflicts end over time, it is seen that some conflicts spread over time and continue to exist and even generate crises. As in Turkey-Greece, India-Pakistan, and Arab-Israeli conflicts, the hostile interactions between the parties which have been exposed in some periods, are examined by Michael Brecher with the concept of “protracted conflicts”. Even if there is a cease-fire situation between the parties in such conflicts, the conflict does not end in the process, but rather it produces itself again. Therefore, it forms a fundamental part of the identity of the parties in the process. This study will focus on the questions of protracted conflicts in Turkish foreign policy and how possible that conflicts are staying to be unresolved and recurrent. In fact, the emergence of newly independent Uluslararası X.Uludağ Uluslararası İlişkiler Kongresi 206 states in parallel with the Ottoman Empire’s losing control of the territories has caused some intrinsic disputes of identity in the process of the nationstate formation. In this context, the study has discussed the relations with two neighboring countries used for the concept of protracted conflict. As it is known, Turkey has witnessed important protracted conflicts with Greece and Armenia since the 19th-century and that conflicts are shaped foreign policy behaviors of the countries and also influenced by them. The basic foundations of these conflicts are the determinative counter-establishment of the identities as well as the problems of territorial integrity of state/state sovereignty. Within this context, Turkey, Greece, and Armenia’s opposed identities together with sovereignty by opposed established identities direct connection between the disputed territories and/or contractual law bring in to the discussion in a central position. In this study, evaluates protracted conflicts in Turkish foreign policy and the dynamics of that conflicts within a critical constructivist approach on Turkish-Greek and Turkish-Armenian relations.
Key Words: Protracted Conflict, Turkish Foreign Policy, TurkishGreek, Turkish-Armenian, Identity