Fuat Aksu, Türk Dış Politikasında Zorlayıcı Diplomasi, İstanbul: Bağlam Yayınları, 2008.
Genel olarak dış politika ve güvenlik iki temel kurumun işbirliği içerisinde kurgulanır: Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı. Dışişleri Bakanlığı ülkenin çıkar ve güvenliğini, dışarı ile olan ilişkilerini diplomasinin hassas dengeleri içerisinde kurgulamaya çalışırken Genelkurmay Başkanlığı aynı konularda güç eksenli çözümler üretmeye odaklanır. Ne diplomasi ne de askerî güç tek başlarına uyuşmazlıkları ortadan kaldırabilir. Ancak bu iki kurumsal yapının ülkenin dış politika ve güvenliğini ilgilendiren konularda ortak bir siyasa oluşturduklarında elde edilmeye çalışılan amaç daha kararlılıkla ve inandırıcılıkla savunulabilmektedir.
Zorlayıcı Diplomasi Stratejisi, demokratik bir sistem içerisinde, siyasal sorumluluğu bulunan karar alıcıya farklı çözüm yöntemleri arasında bir alternatif sunar. Ülkenin yaşamsal çıkarları ve güvenliğinin ihlal edilmesi olasılığı belirdiğinde ilk tepkinin topyekûn kuvvet kullanımına yol açmadan gösterilmesi gerekir. Gücün tüm unsurları dikkate alınarak oluşturulacak bir zorlayıcı diplomasi stratejisinde ihlali gerçekleştiren ülkeye karşı ölçülü bir güç kullanma tehdidini de içeren bir tepkinin oluşturulması sözkonusudur. Hedef ülke gerçekleştirmiş olduğu fiili ihlali durdurmak ve statüko öncesi duruma geri dönmek için olaya özgü söylem ve eylemlerle uyarılarak isteme uymaya ikna edilmeye çalışılır.
Siyasal karar alıcı açısından, gücün sınırlı kullanımı veya tehdidine dayalı zorlayıcı diplomasi stratejisi topyekûn bir çatışmanın yaratacağı maliyeti azaltmakta, taraflara uyuşmazlıklara barışçıl çözümler bulunabilmesi için bir fırsat tanımaktadır. Zorlayıcı diplomasi stratejisi karar alıcılara Türkiye’nin dış politikasının genel özellikleri olan statüko ve barış yanlılığına uygun çözüm arayışında bir seçenek oluşturmuştur. Türkiye, incelenen örnek olaylarda da gözleneceği gibi, uluslararası hukuka dayandırılan statüko ve dengenin tek yanlı fiili eylemlerle bozulması girişimlerine karşı çıkarken meşru bir zeminde hareket etmeye özellikle dikkat ettiği için Zorlayıcı Diplomasi Stratejisi’ni “savunmaya dönük” niteliği ile uygulayarak başarılı sonuçlar elde etmiştir.